Hiç Tatmadığınız Antep Lezzetleri


CUMHURİYET BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
Ekim 29, 2008, 9:35 am
Filed under: yazılarım | Etiketler:

Bütün Türkiye’nin Cumhuriyet bayramını en içten dileklerimle kutlarım. İyi ki cumhuriyet ilan edilmiş. İyi ki cumhuriyet çocuğuyuz.



MERHABA
Ekim 26, 2008, 9:03 pm
Filed under: yazılarım | Etiketler:

.
Yeni blogumu yeni yeni keşfediyorum.Yeni bir şeyler eklemek için biraz keşfe çıkmam lazım.En kısa zamanda yeni Antep lezzetleriyle sizlerle buluşmak istiyorum.Şimdi keşfe çıkıyorum tekrar görüşürüz



KEÇİBOYNUZU VE KEÇİBOYNUZU PEKMEZİNİN FAYDALARI
Ekim 22, 2008, 10:10 am
Filed under: yazılarım

Arkadaşlar ben sizlere kızın öksürüğünün geçmediğinden bahsetmiştim ya işte yeni bir tavsiyeyle KEÇİBOYNUZU PEKMEZİ denemeye karar verdim. İnternetten araştırdım ve aşağıdaki yazılanları buldum sizce denemeye değmez mi?

Günümüz yaşam şartların maruz kaldığımız eletromanyetik kirlilikle vücuda giren radyasyonu dışarı atma özelliğine sahip keçiboynuzu, 7’den 70’e herkesin günlük vitamin ihtiyacını karşılamaktadır.
Akciğer ödemine karşı keçiboynuzunun desteği bulunmaz bir imkan. Balgam söktürücü gücü ve astıma karşı olan tedavi edici gücü çok fazladır. Sigara içenler keçiboynuzuna başladıktan bir iki gün sonra nasıl balgam çıkardıklarını hayretle özleyeceklerdir.
Keçiboynuzunun en önemli özelliği nefes darlığına karşı oldukça etkili olmasıdır. Keçiboynuzunun nefes darlığına karşı etkili olan etkin maddesi hemen hemen başka hiçbir bitkide bulunmamaktadır. Bu etken madde aynı zamanda bazı alerjik astım rahatsızlıklarında öylesine etkilidir ki; derhal sonuç almak mümkün olabilmektedir. Ayrıca alerjinin neden olduğu nefes darlığı problemlerinde büyük bir başarıyla uygulanabilir.
Kortizon tedavisinden başka çare bulamayan, alerjik nefes darlığı çeken ve yılın belli mevsimlerinde öksürük krizlerinin nedenli şiddetli olduğunu anlatan bir çok insanın, keçiboynuzunu kullanmaya başladıktan daha hemen ertesi gün rahatlamaya başladıkları gözlemlenmektedir.
Guatr rahatsızlığından dolayı nefes darlığı çekenler de olumlu sonuçlar aldıklarını belirtmişlerdir.
Akciğer ödemine karşı keçiboynuzunun desteği bulunmaz bir imkandır. Balgam söktürücü gücü ve astıma karşı olan tedavi edici gücü çok fazladır. Sigara içenler keçiboynuzuna başladıktan bir iki gün sonra nasıl balgam çıkardıklarını hayretle gözleyeceklerdir.
Keçiboynuzu, insanlığın korkulu rüyası akciğer kanserini %90 oranında önleme gücüne sahiptir. Özellikle sigara içen insanlarda akciğer kanserine yakalanma riskinin ne kadar yüksek olduğu, bu konuyla ilgili hemen her klinik deneyde ortaya konmaktadır. Keçiboynuzunun bu koruyucu özelliği Allah’ın insanlara olan bir lütfudur. Keçiboynuzu akciğer kanserini önleyen mükemmel bir meyvedir. Ancak, akciğer kanserine yakalanmış olanlar için tedavi etme gücü çok zayıftır. Bir bitkinin hastalığı önleyici özelliği ile hastalığı tedavi etme özellikleri birbirlerinden farklı şeylerdir. Keçiboynuzunun akciğer kanserini tedavi etmekteki gücünü artırıcı farklı etkin maddeler içeren ikinci bir bitkiye ihtiyaç vardır. Bu ikinci takviye bitki kırmızı turptur. Keçiboynuzunda kolesterol bulunmaması ayrı bir avantajdır. Kaffein ve theobromine içermediği için de tansiyon problemi olanların rahatlıkla uygulayabilecekleri bir kürdür. Fosfor ve kalsiyum bakımından zengindir. Bu nedenle osteoporoz rahatsızlığı olanlara kalsiyum ihtiyaçlarının karşılanmasında çok iyi bir destekleyicidir.

Keçiboynuzu (harnup) pekmezinin faydaları:

1kg. pekmezde; 8069mg.Potasyum – 698mg.Kalsiyum – 565mg.Fosfor – 147mg.Sodyum – 383mg.Magnezyum – 35,4mg.Demir – 2,4mg.Bakır – 3,2mg.Çinko 3,9mg.Mangan bulunur.
Kalsiyum bakımından çok zengin (sütün 3 katı.) İçindeki E vitamini sayesinde; öksürük, grip, kemik erimesi ve kansızlık durumlarında vücuda yardımcı. Balgam söktürmeye, göğsü yumuşatmaya, bronşları açmada etkili. Sigara tiryakileri için faydalıdır ve nefes darlığına karşı vücuda yardımcı olur (Alerjik nefes darlığı çekenlere ısrarla keçiboynuzu pekmezi tavsiye edilir.) Yüksek ham selüloz etkisi ile bağırsak rahatsızlıklarına ve gastrite karşı vücuda yardımcı oluyor. Mide ve bağırsak gazlarını dışarı atarak mide şişkinliğini giderir Bağırsak kurdu, tenya, solucan gibi bağırsak parazitlerini temizliyor. Mideye kuvvet veriyor. Yüksek mineral ve vitamin içeriği ile de diş ve diş etleri üzerinde çok olumlu etkileri bulunuyor.Yüksek doğal şekerler, zengin mineraller (özellikle çinko) ve vitaminler (A, B, B2, B3, D) içeriği dolayısıyla doğal güç ve besin kaynağı. Yüksek sodyum ve potasyum içeriği sayesinde tansiyon, karaciğer ve akciğer rahatsızlıklarında vücuda yardımcı oluyor. Kanın zehirli maddelerini temizliyor. Kalp rahatsızlıklarında doğal destekleyici bir ürün. İnsanlığın korkulu rüyası akciğer kanserini %90 oranında önleme gücüne sahip. İnsan vücuduna giren radyasyonu dışarı atıyor Doğal bir dopingdir. Keçiboynuzunun herhangi bir yan tesiri bulunmuyor. Hem besleyici hem de besin değeri olan keçiboynuzudur. Astım, alerjik astım, alerjik nefes darlığı, akciğer kanserini önleyici etkisi var. Akciğer ödemini yok edici ve sperm sayısını artırıcı ve balgam söktürücü olarak olumlu özellikleri bulunuyor. Doğal harnup pekmezinde bulunan o güzel damak tadı değişerek ağızda burukluk kıvamında koyuluk pelteleşme görülebilir. Pekmezde bulunan bu ani değişikliğin sebebi keçiboynuzu hammaddesi kırıldıktan sonra taze olarak bekletilmeden hemen üretim yapılmasıdır.Keçiboynuzu kırıldıktan sonra bir müddet bekletilip üretime geçilmesi en iyisidir. O zaman pelteleşme görülmez! Aynı zamanda tamamen doğal olarak üretilmiş olan harnup pekmezi aşırı soğukların etkisi ile koyulaşabilmektedir. Koyulaşmış olan pekmez cam kavanozda oda sıcaklığında normal halini alır. Daha çabuk sonuç alırım diye kesinlikle abartarak kullanmayınız. Uygulama sürelerine ve miktarlarına kesin olarak uyunuz. Doğa bir denge, nizam ve kural üzerine kuruludur ve de belirli kurallara göre çalışmaktadır. İnsan da, doğanın bir parçası olduğuna göre, insan vücudu da aynı şekilde belirli dengeler çerçevesinde çalışmaktadır. İşte, günümüzde bilim adamları ekolojik dengeden, biyolojik dengeden ve de daha bir çok dengelerden bahsetmekteler ve bu dengelerin bozulması durumunda dünyamızı nedenli büyük felaketlerin beklediğini vurgulamaktadırlar.
Örneğin; Demir, insan vücudu için hayati önem taşıyan bir maddedir. Demirin eksikliğide, fazlalığı da insan vücudu için zararlıdır. Bazı insanlar vitaminlerin çok faydalı olduklarına inandıklarından dolayı vitamin haplarını fazla fazla kullanırlar. Çünkü, fazlasının insan vücuduna zarar vermediğini zannederler. Unutmayınızki, vitaminlerin eksikliği sağlığımız açısından hayati önem taşırlarken, fazlası da vücudumuza zarar verirler. Aynı şekilde size önerilen bitkileri de belirtildikleri şekilde kullanmak gerekir. Fazla kullanarak daha çabuk sağlığıma kavuşurum diye düşünmek yanlıştır.

Kaynaklar:
Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu/ Bitkisel Sağlık Rehberi
Dr.Mehmet Göbelez/ Gıdalarımız ve Sağlığımız


ULUSLARARASI ARKADAŞLIK ÖDÜLLERİM VE TEŞEKKÜR
Ekim 21, 2008, 6:31 am
Filed under: yazılarım

Canım arkadaşlarım, benim bir tanelerim blogumla bu günlerde ilgilenemesemde beni unutmayan sevgili ve biricik arkadaşlarım. Sizleri o kadar çok seviyorum ki anlatamam. Bugünlerde beni nasıl mutlu ettiniz anlatamam.Kızın öksürüğü yazdan beri geçmiyor, ona sinirlerim çok bozuk. Ne kadar doktora götürdüysem fayda etmedi.Takip altına alındı izliyoruz. Bakalım sonuç ne çıkacak:) Bu sırada da bu ödüller bana ne kadar iyi geldi. Funda’nın ve benim hep yanımda olan teyzelerinden bu ödül almak bana çok büyük bir mutluluk verdi. Bu ödülü özellikle ismimi belirterek veren arkadaşlarıma öncelikli teşekkür ederim.

Binbirçeşni Saliha arkadaşıma;

Çapankızı Ümran arkadaşıma;

Minik evim Elif arkadaşıma;

Hilalce tariflerden Hilal arkadaşıma ve

Aintabsofrası Naile arkadaşıma

teşekkür ederim.Bu ödülü bana layık gördükleri için çok mutlu oldum.
Bende başta bu arkadaşlarım olmak üzere ;

Lavantin‘i;

Akasya kokusu‘nu;

Lezzet gemisi‘ni;

Annemin kızıyım‘ı;

Defneyle birlikte‘yi;

İkizlerin annesi‘ni

bu ödüle layık buldum. Aslında daha bir çok dostum var. Daha çok isim vardı ama okuduğum kadar isimler sınırlı imiş.Bende ancak bu kadarını yazabildim. Kırılıp darılmayın arkadaşlarım.Hepiniz gönlümün sulanısınız.Sizleri çok seviyorum.



FUNDA’NIN ÖĞRETMENLERİ
Ekim 15, 2008, 8:12 am
Filed under: yazılarım

Arkadaşlar gene arayı açtım mı bilmem ama sayfama birşeyler eklemek bana çok zor geliyor.Ama biliyorsunuz sizlere hemen hemen hergün uğramaya çalışıyorum.Hergün birşeyler eklemek için arşivde bile bir sürü fotğrafım var ama yazı yazmak bana bu günlerde çok zor geliyor.Buna da şükür canım bilgisayar başına oturmak istemiyordu:))Birazda kızın rahatsızlıkları benim rahatsızlığım bunda da etkili olabilir.
Size kızın okulundan bahsetmiştim ya okulda Funda’nın öğretmenlerinden Züleyha öğretmenin bir yeteneğini daha keşfetmiş oldum. Züleyha Öğretmen çok güzel ve manidar yazılarda yazıyor.
Simli dünyam‘dan izin almadım ama Züleyha Öğretmenimizin orada çok güzel yazıları var. Ben okudum çok beğendim. Okumak isteyen arkadaşlar buraya tıklasınlar. Benim kızım okula başladığında doğru dürüst yemek yemiyordu. Artık yiyor.Altı bezleniyordu; artık bezlenmiyor. Banyo yapmayı sevmiyordu artık seviyor. Öğretmenlerinin Funda üzerinde çok büyük etkisi var. Onlar ne derse Funda yapıyor. Onun için Funda’nın bütün öğretmenlerine Reyhan Öğretmen, Sıla Öğretmen, Esra’ya (emeğin az değil) ,takı ve folklor öğretmenimize ve birde yeni öğretmen katılmış aralara onada yapacak olduğu şeyler için teşekkürler. Reyhan öğretmenin yaptığı etkinlikler, Sıla öğretmenin sevgisi, ilgisi,aktiviteleri ve Esra’nın tertemiz yüreği, çocuları aşırı sevmesi ve emeği sizleri tarife yetmez ama işte:)) Siz ve sizin gibi öğretmenler iyiki varsınız. Züleyha Öğretmen iyiki gitmedin bizim sana daha çok ihtiyacımız var(sen anladın).:)) Benden size tavsiye anneler çocuğu kreşe gitmeyen ve çalışan anneler mulaka çocuğunuzu kreşe gönderin hayatında çok şeyler fark ediyor.


FUNDA’NIN YAZ GÖSTERİSİ
Ekim 8, 2008, 5:10 pm
Filed under: yazılarım

İşte ablaları,teyzeleri FUNDA’nın yaz gösterisinden resimler. Tabii annesi zın kendisini toplayıpta bu resimleri yayınlayamadığından ancak kısmet oldu:))) İdare edin teyzeleri:)) Çok güzel bir gösteri oldu. Ben kızımdan budar beceriklilik beklemiyordum ama maşallah kızım gösterinin kraliçesi oldu.Çocukların ilk gösterisi olduğu için ağlayalar,sızlayanlar,anne-baba diyenler oldu ama bu halde güzeldi.Çocuklar çok kısıtlı bir zamanda hazırlandılar gösteriye. Size resimlerle anlatayım birazda.
Erva gösteriye annesi ile çıkmak isteyenlerden:))

Şu Funda’nın kırıta kırıta gelişine bakın.Nice mankenlere taş çıkarır değil mi:))

Funda şarkı söylüyor. Sınıf ablamız Esra unuttuğu yerde süfle veriyor:))

Arkada görülen resimler bizimkilerim sergisi.Onları unutmuşum çekmeyi. Çok güzel şeyler vardı içlerinde.



İYİ BAYRAMLAR
Eylül 28, 2008, 11:50 am
Filed under: yazılarım

Arkadaşlar gene bu kadın nerelerde diyenleri duyar gibi oluyorum. Sizleri unutmuş değilim. Dükkanda yanlız olduğum için her işe ben koşuşturuyorum. Boş olduğum vakitlerde de kızın işleriyle ilgileniyorum. Ramazan etkinliğimiz vardı kreşte onunla uğraşıyorduk.Resimler bir elime geçerse yayınlayacağım. Ben heyecandan fotğraf makinasını yanıma almayı unutmuşumda:))) Kızım folklör oynadı çok duygulandım. Kızımı o kıyafetler için görünce ağlamamak için kendimi zor tuttum. Ne kadar güzel bir geceydi sizlere anlatamak. Her dakika ağlamak geldi içimden. Ne kadar sulu gözlüymüşümde haberim yokmuş:))Allah her anne babaya böyle güzellikler nasip etsin. Ne güzel bir gurur kaynağı imiş. Çok çok teşekkür ederim, bütün öğretmenlerimize,müdüre hanıma ve kurucu müdürlerimiz Necip Bey ve Nurten Hanım‘a. Allah sizlere acı yüzü görtermesin. Siz biz anneleri ve babaları mutlu ettiniz Allah’ta sizi her daim mutlu ve huzurlu kılsın. Sevgili kullarından olmayı nasip etsin. Günlerdir uğraşıp didiniyorsunuz. Ama emeklerinizin karşılığı muhteşemdi. Etkinlikten sonra verilen iftar yemeği de çok güzeldi. Yani anlayacağınız muhteşem bir gece yaşattılar bize kısıtlı imkanlarla ve büyük gayretlerle. Her dakikasında büyük emeğiniz var hem iftarın hem gösterinin. Çocuklarımız BADE SEVGİ YUMAĞINA gittikleri için çok şanslılar. Okul gerçekten bir sevgi yumağı:)) Anladığınız gibi arkadaşlar çok yoğun günler geçirdim. İki gün sonra bayram ve bugün bizim Gaziantep’ten misafirlerimiz geliyor. Malum yuvarlamalar,dolmalar,baklavalar hazırlanacak.Yani anlayacağınız çok iş var:)) Bir süre daha yemek tarifi ekleyemezsem kızmayın. Ama hepinize uğramaya çalışacağım. HEPİNİZE İYİ BAYRAMLAR:)))))))


ÖNEMLİ
Eylül 11, 2008, 7:04 am
Filed under: yazılarım

Arkdaşlar blogta sorun var.Ne doğru dürüst yazı,ne resim hiçbir şey ekleyemiyorum.Resim,renk ve yazı ekleme çubuğum,önizlemem,htlm’mem hiç biri yok.Düzeltmeyi bilen varsa bana yazarsa seviniriim.



ŞİLE VE GAZİANTEP SOFRASI
Haziran 23, 2008, 8:20 am
Filed under: yazılarım

Yaz geldi artık bizim işler yoğunlaştı. Şile‘yi görmeye ve burada tatil yapmaya birçok insan geliyor. Her yaz burası çok şenlikli olur. Festival düzenlenir, sanatçılar gelir, tiyatrolar yapılır. Kışın ölü gibi olan ilçe yaz gelmesi ile canlanmaya başlar. Festival olunca gelmek isteyen arkadaşları bu konuda bilgilendiririm. Hangi sanatçılar geliyor, hangi tarihte geliyor bunları tek tek söylerim. Bugüne kadar hiç yaşadığğım yer hakkında bilgii vermediğimi fark ettim. İlk önce bizim dükkandan başlıyarak sizlere Şile‘yi sizlere azıcık tanıtayım:))

İşte benim işyerim sizlere hep anlattığım Gaziantep Sofrası. Biraz eski ve bulanık çıkan bir resim. Ama idare edin. Ön cephe aynı şekilde. Sizlerin dükkan hakkında bilgisi olsun diye bu resmi koydum. Artık önüne masa atıp müşteri kabul edebildiğimiz geniş bir kaldırımımız var. Caddeler ve sokaklar yenilendi. Arnavut kaldırımı yapıldı. Bizim bu dükkanın bulunduğu cadde yani üsküdar cad.’sı gece saat 06:00’dan sonra trafiğe kapatılıyor.Yürüyüş caddesi oluyor. Gümüşçüler, takıcılar, çay bahçeleri,müzikli mekanlar neler neler var Şile‘de.

İşte Şile‘nin meşhur feneri. Dünyanın 3., Türkiye’nin en büyük feneri. Şile‘nin simgesi.

Bu da meşhur Şile bezi işleyen kızımız.
Sanki bu resim bizim evden çekilmiş:))(Resim internetten alınma).Bizim evden çekse ancak bu kadar olur. Ne güzel manzara ama:) Oturup çayımı, kahvemi içmeye bayılıyorum.
Bu da kalemiz. Denizin ortasında. Biraz harabe ama ihtişamı yeter:))



ÇOCUK HASTALIKLARI
Haziran 6, 2008, 5:57 am
Filed under: yazılarım

Soğuk algınlığı, grip, nezle, beta, orta kulak enfeksiyonu… Özellikle okul, kreş veya anaokulu gibi kalabalık ortamlarda kolayca yayılan bu hastalıklar, çocukları yatağa düşürüyor. Nezle ya da grip diye önemsenmeyen bu hastalıklar zatürree gibi ciddi rahatsızlıklarla sonuçlanabiliyor. ‘Soğuk su içti hastalandı’, ‘Eyvah dondurma yiyor boğazı şişecek’, ‘Banyo yapıp dışarı çıktı üşütecek’ gibi endişelerde haklılık payı var mı, virüs ve bakterilerden çocukları nasıl koruruz?
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şirin Seçkin Gençer’e sorulan sorular ve cevapları:

Soğuk algınlığı dediğimiz hastalık nedir?
Soğuk algınlığına yol açan şey aslında virüsler. Çok kolay bulaşırlar. Alışveriş merkezi, sinema, sınıf, uçak, havaalanı gibi kalabalık yerlerde bu virüsü taşıyan biri hapşırdıkça ya da öksürdükçe havaya bulaşıcı partikülleri saçar. Ve aynı havayı teneffüs eden veya o anda bağışıklık sistemi biraz zayıf olan biri çok kısa bir sürede hastalanır. Kuluçka süresi 1 – 3 gün arasında değişiyor. Yani alışveriş merkezine gidip oradan bir virüs kapan biri aynı akşam birden bire ateşlenebilir.

Belirtileri neler?
Hapşırık, ateş, burundan su gibi akıntı, boğaz ağrısı. Genellikle hafif seyreder. Ve ilk üç günde şikayetler giderek azalır.

Çocuklarda daha çok hangi yaşlarda görülür?
Soğuk algınlığı her yaşta ortaya çıkabilir. Ama bu virüslerin hiçbirini geçirmedikleri için 2 – 5 yaş arasındaki çocuklarda daha sık rastlanır. Bu yaştakiler neredeyse her ay bir veya iki kez hastalanır.
Doktora gitmek şart mı?
İki üç gün ateş olabilir, ama ateş hiçbir zaman basit bir soğuk algınlığında üç günden fazla sürmez. Eğer ateş 40 – 41 dereceye ulaşmış, çocuk kusmaya başlamışsa, ya da şiddetli karın ağrısı varsa vakit kaybetmeden doktora başvurmak lazım. Çünkü soğuk algınlığından sonra çocuklarda sıklıkla orta kulak enfeksiyonu, sinüzüt, zatürree gelişebilir.
Soğuk algınlığı nasıl tedavi edilir?
Çok özel bir tedavisi yok. Ama bol sıvı almaları ve C vitamininden zengin diyetle beslenmeleri sağlanmalı. Ayrıca burun damlası kullanarak burun açık tutulabilir. Ve tabii ki dinlenme ve açık havada yürüyüş solunum şikayetlerini azaltır.
Grip neden olur?
Gribe de virüsler yol açıyor, ama soğuk algınlığının çok ağır bir şekli. Grip 40 – 42 dereceye kadar ateşle seyreder ve bu durum 5 – 7 gün sürer. İnanılmaz bir kırıklık hali yapar. Çocukların çoğu yemek yiyemez, kusar ve yataktan kalkmak istemez. Erişkinlerdeki gibi kol, ense, bacak, tüm sırt kasları ağrıyabilir. Ayrıca öksürük, boğaz ağrısı ve burun akıntısı olur. Soğuk algınlığını tüm yıl boyunca görebiliz ama grip salgını genellikle aralık – nisan ayları arasındadır.

Gripli çocuk nasıl tedavi edilir?
Gripli çocuğun soğuk algınlığında olduğu gibi bol miktarda sıvı ve C vitamini alması gerekir. Boğaz pastilleri ve öksürük şurubu, boğaz ağrısını hafifletebilir. Grip başlangıçta kendi kendini yenebilir ve genellikle 7 – 10 gün içinde atlatılır. Ancak burun akıntıları koyulaşıyor, baş ağrısı çıkıyor, ateş önce düşüp sonra yükseliyor, kısık ses ortaya çıkıyorsa çocuk mutlaka doktora götürülmeli. Çünkü bu belirtiler kulak enfeksiyonu, zatürree, sinüzüt, bronşit gibi ikinci bir enfeksiyonun devreye girdiğini gösteriyor. Uygun bir antibiyotik tedavisiyle grip tedavi edilebilir.
Doktora başvurmadan antibiyotik kullanmak doğru mu?
Kesinlikle yanlış. Mesela çoğu aile “Bir önceki sefer doktor bize şu ilacı önermişti, ondan yine alalım” diye düşünüyor. Halbuki çocuk büyüyor, dolayısıyla ilaçlarının dozları sürekli değişiyor. Ya da basit bir nezleyse onun tedavisinde antibiyotiğe yer yok.

Gereksiz yere antibiyotik almak zararlı mı?
Hem de çok. Mikroplarda direnç oluşumuna yol açıyor. Çocuk bir sonraki hastalığında antibiyotik kullanmak zorunda kaldığında ilaç hiçbir işe yaramıyor.Bunu antibiyotik kullanma süresi için de söylemek yanlış olmaz. Genellikle aileler çocuklarının ateşi çıktığında hemen bir eczaneye gidip bir antibiyotik alıyor, üç gün sonra da tedaviyi bırakıyor. Halbuki ilaç bitene kadar kullanmak lazım.

Beta nedir?
Çocuklarda üst solunum enfeksiyonlarına yol açan bir bakteri. Tıp diliyle faranjit olarak adlandırılır. Daha çok 2 – 12 yaş arasında, soğuk mevsimlerde görülür.

Tehlikeli mi?
Evet. Boğaz enfeksiyonu dışında kulak iltihabı, cilt enfeksiyonuna neden olur. Eğer çocuk bu hastalığı birkaç kez arkaya arkaya geçirir ve tedavi edilmezse kalp kapakçığına yerleşerek ömür boyu kalp hastası olmasına yol açar. Eklem romatizması ve böbrek enfeksiyonları da ortaya çıkardığı diğer olumsuzluklar arasında. Ayrıca beta mikrobunun 200 çeşidi var ve bunlardan en az dört tanesi kızıl yapabilir.

Çocukların beta geçirdikleri nasıl anlaşılır?
Yüksek ateş, mide bulantısı, kusma, kıpkırmızı bir boğaz, dilin çilek görüntüsü alması, yutkunma güçlüğü, boğaz ve baş ağrısı gibi belirtileri var. Bazen vücutta döküntüler olabilir. Çok şiddetli karın ağrısı olduğu için apandisitle karıştırılır.

Bulaşıcı mı?
Çok kolay bulaşan bir bakteri. En sık ağızdan damlacık yoluyla, kalabalık ortamlarda direkt temas yoluyla bulaşabilir. Bulaşma riski yüzde 50 diyebiliriz.

Ne zaman doktora başvurulmalı?
Eğer çocuğun ateşi var ve bu ateş üç günden fazla sürerse mutlaka bir doktora gidilmeli. Belli ki çocuk enfeksiyonu kendi kendine yenemiyor. Ya da en azından yakın bir laboratuvara giderek bir boğaz testi yaptırabilir. Test negatifse ve çocuk kendini iyi hissediyorsa doktora gidilmesine gerek kalmayabilir.

Hastalık nasıl tedavi ediliyor?
10 gün mutlaka antibiyotik verilir. Çocuk çok iyi görünse bile antibiyotiği bu süreden önce kesmemek lazım. Yoksa üç gün sonra aynı şikayetler ortaya çıkabilir.

Beta aşısı var mı?
Yok. Bu bakterinin 200’den fazla çeşidi var. Bunun anlamı şu: Bir çocuk yılda en az dört tane farklı boğaz enfeksiyonu geçirebilir ve her seferinde de antibiyotik kullanabilir. Yani 10 gün tedavi olup iyileştikten üç gün sonra okulda bir başka çocuktan beta kaparak hastalanabilir. Bu nedenle bazı anneler ‘Bu çocuk bir türlü düzelmiyor mu?’ der.

Çocuğu beta geçiren ailelerin nelere dikkat etmesi gerekir?
Antibiyotiğe başladıktan sonra ilk 24 saat hala bulaşıcı özelliği olduğu için çocuklar okula gönderilmemeli. Ev halkı yemeğe oturmadan önce ellerini sabunla yıkamalı. Böylece bu tür enfeksiyonların bulaşma ihtimali azalır.

Betadan korunmak için neler yapılabilir?
Çocuklara sık el yıkama alışkanlığı kazandırılmalı. Özellikle kış aylarında bol sıvı almaları sağlanmalı. Böylece vücutta tutulmuş olan bakteriler bir nevi yıkanır, bağırsaklara giderek ya orada yok edilir ya da dışarı atılır. Bir de bazı çocuklar var ki, beta geçirdikleri için kalp veya eklemlerinde bir araz oluşmuştur. Onları korumak için üç haftada bir penisilin iğnesi yapmak gerekebilir.

Orta kulak enfeksiyonu nedir?
Kulak üç bölüme ayrılıyor: Dış, orta ve iç kulak. Östaki kanalı denilen ince bir tüp, orta kulağı buruna ve ağza bağlar. Çocuk nezle, burun veya boğaz enfeksiyonu geçirdiğinde alerjisi varsa bu kanal tıkanabilir. Bunun sonucunda da orta kulakta sıvı birikir. Bu sıvı virüs veya bakteriyle enfekte olursa kulak zarında şişme ve ağrıyla sonuçlanan orta kulak iltihabı gelişir.

Nasıl belirtilerle seyreder?
Uzun süren nezle, grip hali ve burun tıkanıklığı. Eğer bir çocuğun burnu 10 günden fazla tıkalıysa o çocuğun kulağında bir şey olma ihtimali çok yüksek. Öksürük, burundan yeşil, sarı renkli akıntı gelmesi ve kulak ağrısı da diğer belirtiler arasında. Yine normal kulak akıntısından farklı olarak sarı, beyaz renkli veya kanlı akıntı gözlenebilir. Kusma, ishal, şiddetli karın ağrısı yapabilir. Bazı çocuklarda da duyma güçlüğü oluyor. Mesela televizyonun sesini çok açmaya başlıyor, veya okulda öğretmenini duymamaya başlıyor. Ama maalesef orta kulak enfeksiyonlarının yüzde 30’unda ne ağrı, ne de ateş var.

Hangi çocuklar daha sık orta kulak ihtihabı geçirir?
En sık orta kulak enfeksiyonu geçirme yaşı 3 ay – 3 yaş arasındadır. Çocuklar ne kadar erken yaşta bu hastalığı geçirirse tekrarlama olasılığı o kadar yükselir. Erkek çocuklar daha sık hastalanır. Orta kulak enfeksiyonu geçiren anne, baba veya kardeşi olanlarda, sık nezle, grip geçirenlerde daha sık görülür. Ayrıca sigara içilen ortamlarda bulunan çocuklarda daha fazla görülür.Tedavi edilmezse nasıl sorunlara yol açar?Hastalık herhangi bir sorun yaratmadan antibiyotikle tedavi edilir. Ancak zamanında doktora götürülmediğinde zatürree ve işitme problemleri gibi sorunlara neden olur. Kulak beyine çok yakın olduğu için sinüzüt hatta menenjite yol açabilir. Yine kafa kemiklerinin iltihabı, yüz felci, kulak zarının kalınlaşarak şeklinin bozulması da orta kulak iltihabının yol açtığı diğer ciddi durumlar.Çocukların orta kulak iltihabı geçirme riski azaltılabilir mi?Anne sütü çok önemli. Nezle, grip etkeni olan virüslere dolayısla da orta kulak iltihabına karşı çocuğu korur. Çocukların sigara dumanından uzak tutulmaları lazım. Bebeklerin elleri temiz tutulmaya çalışılmalı.

NOT:Bu yazı internetten bir alıntıdır.